Göz kapağı ameliyatı, estetik bir görünüm ve daha bütünsel bir bakış ve yüz ifadesi için yapılan ameliyatlardır. Bu ameliyatlar; sarkan, düşen, fazla derisi olan, gözleri perdeleyen ve yorgun bir görünüm oluşturan göz kapaklarını revize etmek ve estetik bir görünüm elde etmek amacıyla yapılmaktadır.
Doğuştan göz kapağında olan bir problem için tedavi gerçekleştirilebilir. Tedavinin amacı estetik kaygılardan ziyade görme alanını genişletmek ve hastanın konforunu sağlamaktır.
Göz kapağı düşüklüğünün boyutuna ve hekimin gözlemine göre bir tedavi yöntemi belirlenir. Sarkma miktarı daha az ise Plexr yöntemi uygulanır. Sarkma miktarı fazla ise cerrahi bleferoplasti yöntemi uygulanır.
Plexr yöntemi, maddenin 4. hali olan plazma enerjisinin cilt yenileme üzerindeki etkisini kullanan modern bir estetik tedavi yöntemidir. Bu yöntemde kullanılan cihaz, havadaki gazları yaklaşık 1800 derece gibi yüksek bir ısıda iyonize ederek cilde yarım milimetreden küçük yıldırım arkları gönderir. Bu yüksek sıcaklık sadece hedef dokuyu etkiler, derin dokulara ulaşmadan hedef doku katı halden gaz haline geçer ve iletim yapacak doku ortadan kalkar. Bu nedenle işlem sonrasında iz kalmaz.
Plexr yöntemi, göz çevresindeki hafif sarkmalarda, göz kapağı estetiğinde, gözaltı ve çevresinin sıkılaştırılmasında, dudak üstü çizgilerin giderilmesinde, leke, yara izi, akne ve çatlak tedavisinde, karın sıkılaştırmada, ben ve siğil tedavilerinde ve tüm yüz kırışıklıklarının giderilmesinde etkili bir şekilde kullanılmaktadır.
Hekimin detaylı incelemesi ve yönlendirmesi ile tedavi yöntemi belirlenir. Lokal anestezik kremlerle uygulama yapılacak olan bölge uyuşturulur. Spotlar ile uygulama yapılan bölge 1-2 saniye gibi kısa bir süre tarandıktan sonra soğuk uygulaması yapılarak işlem sonlandırılır. Temizleme için hekim önerileri doğrultusunda hareket edilmesi önemlidir. İyileşme sürecinde kozmetik ürünlerden uzak durulması önerilir. Ancak hekimin önerdiği kapatıcı ürünler kullanılabilir. Ortalama 10 gün içinde kabuklanan bölge dökülmeye başlar. Bu süreçte güneşten korunmanız önerilir.
İzlerin büyüklüğüne bağlı olarak genellikle tek seansta çözüme kavuşturulur. Ancak cildin derinlerine yayılan bazı durumlarda dikkatli hassas müdahaleyi iki seansta tamamlamak daha güvenli bir yaklaşım. Kırışıklıklar için de aynı durum geçerli. Yüzeysel kırışıklıklar tek seansta gerilerken derin kırışıklar için ikinci seansa gerek duyulabilir.
Bu yöntemde fazlalık doku tamamen buharlaştırılıyor, geri gelmesi mümkün değil. Plexr lazer, rutin uygulanması gerekli bir yöntem değildir. Cildin kollajen yapısı, beslenme ve uyku düzeni, sıvı tüketimi, sigara kullanımı gibi faktörler müdahalenin kalıcılığını etkiliyor.
Uygulama öncesinde müdahale alanını alkolle temizlenir. Sonrasında krem anestezisi uygulanır. Alkolle cilt üzerindeki yağın arındırılması krem anestezisin etkinliğini artırmaktadır. Bu şekilde hasta herhangi bir ağrı hissetmez.
Göz kapağı estetiği, zamanla yıpranan veya genetik olarak düşük yapıda olan göz kapaklarının yeniden şekillendirilmesini sağlar. Bu işlem yalnızca estetik kaygılarla değil, aynı zamanda görüş alanını daraltan fiziksel engellerin ortadan kaldırılması amacıyla da uygulanabilir. Günümüzde, hem üst hem de alt göz kapaklarına yönelik yapılan işlemler kişiye özel planlanmakta ve doğal bir görünüm hedeflenmektedir.
Göz kapağı estetiğinde tercih edilecek yöntem, kişideki deformasyonun derecesine bağlı olarak değişiklik gösterir. Hafif düzeydeki sarkmalarda cerrahi olmayan teknikler etkili olabilirken, ileri vakalarda cerrahi blefaroplasti tercih edilir. Cerrahi dışı seçenekler arasında lazerle göz kapağı estetiği öne çıkar. Bu yöntem, iyileşme süresinin kısalığı ve düşük komplikasyon riski sayesinde son yıllarda daha fazla ilgi görmektedir.
Lazer teknolojisinin kullanıldığı estetik işlemlerde, cilt yüzeyine zarar vermeden kontrollü bir şekilde doku yenilenmesi sağlanır. Lazerle göz kapağı estetiği, derin katmanlara inmeden sadece hedef dokular üzerinde etki gösterdiği için çevre dokular korunur. Bu da iyileşme sürecini hızlandırır ve işlem sonrası günlük hayata daha kısa sürede dönülebilmesini mümkün kılar.
Göz kapağı estetiği fiyatları, birçok farklı faktöre göre değişkenlik gösterebilir. Kullanılacak teknik, işlemin kapsamı, uzman hekimin deneyimi ve uygulanacak kliniğin altyapısı bu unsurlar arasında yer alır. Cerrahi müdahale gerektiren durumlarla lazer gibi teknolojik yöntemlerin uygulanması arasında maliyet farkı oluşabilir. Bu nedenle, fiyat değerlendirmesinin kişisel muayene sonrası yapılması daha sağlıklı olacaktır.
İzmir, hem coğrafi konumu hem de sağlık alanında gelişmişliği ile estetik uygulamalar için tercih edilen şehirlerden biridir. Özellikle göz kapağı estetiği gibi uzmanlık gerektiren işlemlerde, nitelikli sağlık kuruluşları ve deneyimli cerrahlar sayesinde güvenli hizmet alınabilmektedir. Kentin bu alanda öne çıkması, sadece yerel değil, farklı şehirlerden gelen hastaların da ilgisini çekmektedir.
Göz kapağı estetiği sonrasında iz kalıp kalmaması uygulanan yönteme, cerrahın tecrübesine ve hastanın cilt yapısına bağlıdır. Cerrahi blefaroplasti işlemlerinde kesiler genellikle göz kapaklarının doğal kıvrımları içine gizlenerek yapılır. Bu sayede izler ilk başta hafif kırmızı veya pembemsi görünse de zamanla ten rengine yaklaşarak neredeyse görünmez hale gelir. İyileşme sürecinde doktorun önerdiği merhemler ve güneş koruyucular düzenli olarak kullanıldığında iz oluşma riski en aza indirilir. Lazerle göz kapağı estetiği gibi cerrahi olmayan yöntemlerde ise kesik ve dikiş olmadığı için iz kalma ihtimali çok düşüktür. Uygulama sonrası dikkatli bakım ve güneşten korunma önemlidir. Bazı bireylerde genetik olarak iz kalmaya yatkınlık olabileceği unutulmamalıdır.
Lazerle göz kapağı estetiği, cerrahi müdahale gerektirmeyen, hafif düzeydeki deri sarkmalarında etkili bir tedavi yöntemidir. Özellikle yaşı ilerlemiş ancak genel sağlık durumu nedeniyle cerrahi müdahaleye uygun olmayan bireyler için avantajlı bir seçenektir. Bu yöntemde, lazer teknolojisi sayesinde cilt yüzeyine zarar vermeden doku sıkılaştırması yapılır. İşlem kısa sürer, dikiş gerekmez ve iyileşme süreci minimaldir. İleri düzeyde sarkma, yağ dokusu birikimi veya fonksiyonel görme problemi gibi durumlar mevcutsa, lazer uygulamaları yetersiz kalabilir ve cerrahi yöntemler tercih edilmelidir. Uygunluğun belirlenmesi için bir göz hastalıkları uzmanı ya da estetik cerrah tarafından değerlendirme yapılması önemlidir.
İyileşme süreci uygulanan yönteme göre farklılık gösterir. Cerrahi göz kapağı estetiği sonrası ilk birkaç gün şişlik, morluk, hafif ağrı veya gerginlik hissi olabilir. Bu belirtiler oldukça doğaldır ve genellikle 7-10 gün içinde azalır. Dikişler 5-7 gün içerisinde alınır. İyileşme sürecinde başın yukarıda tutulması, soğuk kompres uygulamaları ve doktorun reçete ettiği ilaçların düzenli kullanılması önerilir. Lazerle yapılan göz kapağı estetiğinde ise iyileşme süresi daha kısa olup, genellikle birkaç gün içinde hastalar normal yaşamlarına dönebilir. Her iki yöntemde de göz çevresine kozmetik ürünler sürmemek, güneşten korunmak ve cildi nemli tutmak, iyileşmeyi hızlandıran önemli faktörler arasındadır. igara kullanımı iyileşme sürecini olumsuz etkileyebileceği için işlem öncesi ve sonrası dönemde bırakılması tavsiye edilir.
Göz kapağı estetiğiyle elde edilen sonuçlar uzun vadede kalıcılık sağlar. Cerrahi olarak çıkarılan fazla deri ve doku tekrar oluşmaz. Bu işlem yaşlanma sürecini tamamen durdurmaz. Yaş ilerledikçe cilt elastikiyetini kaybetmeye devam edeceğinden, zaman içinde yeni sarkmalar oluşabilir. Bu durum genellikle işlemin üzerinden uzun yıllar geçtikten sonra ortaya çıkar. Kalıcılığı etkileyen faktörler arasında cilt yapısı, genetik yatkınlık, yaşam tarzı (uyku düzeni, beslenme, stres), güneşe maruz kalma ve sigara kullanımı yer alır. Lazerle yapılan işlemlerde de benzer şekilde uzun süreli bir etki sağlanır, ancak işlem tekrarı gerekebilir. Uygulama sonrası düzenli cilt bakımı ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek, elde edilen estetik sonuçların süresini belirgin şekilde uzatır.