Üriner inkontinans, istemsiz idrar kaçırma, idrarı tutamama veya mesane kontrolünün kaybı olarak tanımlanır ve toplumda çok sık rastlanan bir sağlık problemidir. Kadınlarda daha sık görülür. Şiddeti değişkenlik göstermekle beraber, öksürme, gülme yada karın içi basınç arttığında damla damla idrar kaçırma olabileceği gibi, aniden idrar yapma hissi ile tuvalete yetişememe ve idrar kaçırma şeklinde ortaya çıkabilir. Bazen her iki tip idrar kaçırma kombine de olabilir. Eğer üriner inkontinansın derecesi günlük yaşamı ve yaşam kalitesini etkiliyorsa mutlaka doktora başvurulması gerekir. Çoğu hastada, basit yaşam tarzı değişiklikleri ve basit medikal tedavilerle ciddi sonuçlar alınabilir ve inkontinans tedavi edilebilir.
Alkol, aşırı sıvı alımı, kafein, mesane uyarıcılar (Karbonatlı-gazlı içecekler, çay ve kahve, tadlandırıcılar, mısır şurubu, baharatlı yiyecek ve içecekler, şekerli ve asitli gıdalar, domates ve limon), ilaçlar, idrar yolları enfeksiyonları ve kabızlık.
Gebelik ve doğum, yaşa bağlı değişimler, Histerektomi (Cerrahi olarak rahim alınması), ağrılı mesane sendromu (intertisyel sistit), mesane kanserleri, idrar yolları taşları, nörolojik hastalıklar, tıkanma ve bası.
1) Stress inkontinans: Bu tip idrar kaçırmada öksürme, gülme, hapşırma gibi karın içi basıncının arttığı durumlarda damla damla veya fazla idrar kaçırma olarak tanımlanır. En önemli nedeni gebelik, doğum ve menopozdur.
2) Urge inkontinans: Aniden gelen idrar yapma isteği ve takiben idrarın kaçırılması olarak tarifenir. Kişi tuvalete yetişemeden idrar kaçırma olur. En önemli sebepleri idrar yolu enfeksiyonları, mesane hassasiyeti yaratan durumlar (taş,kum) dır. Ayrıca Parkinson, Alzheimer hastalığı, multiple Skleroz gibi hastalıklarda urge inkontinansa neden olur.
3) Mixt inkontinans: Her iki tip inkontinansın bir arada görülmesidir. İdrar kaçırma özellikle menapoz sonrası kadınlarda fazla görülen ciddi , yaygın yaşam kalitesini etkileyen bir sağlık sorunudur. Zor ve sık doğumlar nedeniyle genital organların sarkması , KOAH ve Astım gibi hastalıklarda daha sık nedeniyle idrar kaçırma problemleri görülür.
Kadınlarda idrar kaçırma, özellikle doğum sonrası dönemde ve menopoz sonrasında sıkça karşılaşılan bir sağlık sorunudur. Yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bu durum, zamanla sosyal izolasyona, özgüven kaybına ve psikolojik sorunlara yol açabilir. Peki kadınlarda idrar kaçırma neden olur, hangi tipleri vardır ve nasıl tedavi edilir?
Kadınlarda idrar kaçırmanın birçok sebebi olabilir. En sık karşılaşılan nedenler şunlardır:
Öksürürken, hapşırırken veya gülme esnasında idrar kaçırmak genellikle stres tipi inkontinans olarak tanımlanır. Pelvik taban kaslarının zayıflaması sonucu, ani karın içi basıncı artışlarında mesane kontrolü sağlanamaz ve damla damla ya da daha fazla idrar kaçırma meydana gelir. Özellikle doğum yapan, yaşlanan veya fazla kilolu kadınlarda bu durum daha yaygındır.
Kadınlarda idrar kaçırma tedavisi, altta yatan nedenin belirlenmesiyle başlar. Tedavi seçenekleri şunlardır
Pelvik taban kaslarını güçlendirmek, idrar kaçırmayı önlemenin en etkili yollarından biridir. Özellikle şu egzersizler önerilir:
Bu egzersizlerin düzenli uygulanması, pelvik kas tonusunu artırarak idrar kaçırma sıklığını ve şiddetini azaltabilir.
İdrar kaçırma şikayeti olan kadınlar, öncelikle bir Kadın Hastalıkları ve Doğum (Jinekoloji) uzmanına başvurmalıdır. Gerekli görülmesi hâlinde hasta, üroloji ya da ürojinekoloji uzmanına yönlendirilir. Bu uzmanlar hastalığın türüne ve derecesine göre uygun tedavi planını oluşturur.
Bitkisel tedaviler, yalnızca destekleyici olarak uygulanmalı ve mutlaka bir hekim kontrolünde değerlendirilmelidir. Yaygın olarak önerilen bazı bitkiler şunlardır:
Bitkisel tedaviler, tıbbi tedavilerin yerine geçmez ve doktor onayı olmadan kullanılmamalıdır.
Kadınlarda idrar kaçırma toplumda yaygın olarak görülse de, bu durum “normal” kabul edilmez. Her ne kadar yaşlanma, doğum yapma veya menopoz gibi süreçlerin ardından daha sık ortaya çıksa da, idrar kaçırmak sağlıklı bir mesane fonksiyonunun göstergesi değildir. İdrar kaçırma, çoğu zaman pelvik taban kaslarının zayıflaması, hormonal değişimler veya mesane kontrol mekanizmalarındaki bozulmalarla ilgilidir. Yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bu sorun, utanç verici olabilir ve sosyal hayattan geri çekilmelere neden olabilir. Ancak iyi haber şu ki, çoğu idrar kaçırma vakası tıbbi müdahaleler, egzersiz programları ve yaşam tarzı değişiklikleriyle başarıyla tedavi edilebilir. Bu nedenle idrar kaçırmayı kader gibi görmek yerine, bir sağlık sorunu olarak ele alıp uzmana başvurmak önemlidir.
Bazı hafif ve geçici idrar kaçırma vakaları, örneğin idrar yolu enfeksiyonu, kabızlık ya da fazla sıvı alımına bağlıysa, neden ortadan kalktığında kendiliğinden düzelebilir. Ancak çoğu durumda, özellikle uzun süredir devam eden ve günlük yaşamı etkileyen idrar kaçırmalar, kendiliğinden geçmez. Altta yatan nedenin belirlenmesi çok önemlidir. Buna göre bir tedavi planı oluşturulması gereklidir. Bu plan; yaşam tarzı düzenlemeleri, pelvik kas egzersizleri (Kegel), mesane eğitimi, ilaç tedavisi ya da ileri vakalarda cerrahi müdahaleleri içerebilir. Kendi kendine geçmesi beklenmeden uzman bir jinekolog veya ürolog ile görüşmek, hem zaman kaybını önler hem de yaşam kalitesinin daha hızlı şekilde iyileştirilmesini sağlar.
Kegel egzersizlerinin etkisi kişiden kişiye değişmekle birlikte, genellikle düzenli yapıldığında ilk sonuçlar 4 ila 6 hafta içinde görülmeye başlanır. Ancak kalıcı bir iyileşme ve pelvik taban kaslarının güçlenmesi için bu egzersizlerin en az 3 ay boyunca düzenli olarak yapılması önerilir. Egzersizler, mesane ve üretra çevresindeki kasları hedef alarak idrar kontrolünü artırır. Kegel egzersizlerini yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta doğru kasların çalıştırılmasıdır; bu nedenle başlangıçta bir fizyoterapist veya kadın sağlığı uzmanından yardım almak faydalı olabilir. Egzersizlerin etkili olabilmesi için günde birkaç kez, kasları 5–10 saniye sıkıp ardından gevşeterek 10-15 tekrar şeklinde yapılması önerilir.
Menopoz döneminde östrojen hormonunun üretimi belirgin şekilde azalır. Bu hormon, mesane ve üretra dokularının sağlıklı, elastik ve fonksiyonel kalmasında önemli bir rol oynar. Östrojen azaldıkça bu dokular incelir, kanlanması azalır ve dayanıklılığı düşer. Sonuç olarak mesane kontrolü zorlaşır ve idrar kaçırma riski artar. Ayrıca menopozla birlikte pelvik taban kasları da zayıflamaya başlar, bu da özellikle öksürme, hapşırma ya da egzersiz sırasında idrar kaçırma gibi stres tipi inkontinans şikâyetlerini artırabilir. Bu dönemde hormon replasman tedavisi, pelvik taban egzersizleri ve medikal destek ile idrar kaçırma şikâyetlerinin kontrol altına alınması mümkündür.