Meme kisti ve meme kanseri arasındaki farklar belirti ve semptomlara dayanarak belirlenir. Meme kisti, sıvı dolu keseciklerdir ve genellikle ağrısızdır. Meme kanseri ise sert bir kitle ya da yumru olarak hissedilebilir ve ağrılı olabilir. Belirtilerin varlığını takip etmek önemlidir.
Meme kisti, memenin içinde sıvı dolu oluşumlardır. Genellikle zararsızdır ve ağrısız olabilirler. Bazı durumlarda büyümeye yatkın olabilir ve rahatsızlık hissi verebilir.
Kistlerin büyüklüklerine, sayılarına ve belirtilerine bağlı olarak alanında uzman bir doktor tarafından takip edilmeleri gerekir. Tedavi gerektiren durumlarda ise kistin boşaltılması veya cerrahi müdahale gibi yöntemler uygulanabilir.
Meme kanseri, memenin farklı bölgelerinde yerleşebilen ve hızla büyüyen kontrolsüz hücre çoğalması sonucu ortaya çıkan bir tür kanserdir. Bu durum, meme dokusunun süt üreten lobüllerinde veya süt kanallarında başlayabilir.
Meme kanserinin belirtileri arasında meme şeklinde değişiklik, ciltte dökülme, meme ve koltuk altında ele gelen kitlenin varlığı, memenin bir bölümünde ağrı veya hassasiyet ve meme uçlarından anormal akış sayılabilir. Ancak her zaman belirtiler görülmeyebilir; bu nedenle düzenli mamografi kontrolleri önemlidir.
Meme kisti ve meme kanseri arasındaki temel farklar şunlardır:
Mamografi, ultrason, manyetik rezonans görüntüleme gibi görüntüleme testleriyle yapılan detaylı incelemeler sonucunda bu farkların ortaya konması mümkündür. Testlerin düzenli olarak yapılması ve uzman doktorlar tarafından yorumlanması önemli.
Meme sağlığıyla ilgili şüpheli bir belirti tespit edildiğinde, doğru teşhis için uzman bir doktora başvurulmalıdır. Meme kisti ve meme kanseri gibi durumları ayırt etmek amacıyla çeşitli görüntüleme teknikleri ve değerlendirme yöntemleri kullanılmaktadır.
Mamografi, meme dokusunun röntgen yöntemiyle görüntülemeyi temel alır. İlk mamografi görüntülemesi 35-40 yaş arası yapılmalıdır. 40 yaş ve sonrasında ise düzenli olarak yapılması önerilir. Sert, düzensiz kenarlı yapılar mamografi ile tespit edilebilir.
Ultrason, memede ele gelen kitlenin iç yapısını değerlendirmek için kullanılır. Kistin içi sıvı doluysa, ultrason bunu net şekilde gösterir.
Mamografi veya ultrason sonucu şüpheli ise, biyopsi yöntemiyle kitle üzerinde patolojik inceleme yapılır. Biyopsi, kesin tanının konmasını sağlar. Biyopsi sonucuna göre kitle iyi huylu (benign) ya da kötü huylu (malign) olarak sınıflandırılır.
Yumuşak ve hareketli kitleler: İlk olarak ultrason ile değerlendirilir.
40 yaş üstü kadınlar: Tarama amacıyla mamografi önerilir.
Şüpheli görünümde kitleler: Mamografi ve ultrasonun ardından biyopsi gerekebilir.
Ailede meme kanseri öyküsü olanlar: Tarama sıklığı artırılabilir ve MR gibi ileri görüntüleme yöntemleri uygulanabilir.
Memede hissedilen her kitle kanser anlamına gelmez, kitle ciddiyetle değerlendirilmelidir. Teşhis sürecinin doğru planlanabilmesi ve gereksiz kaygılardan kaçınılması için mutlaka alanında uzman bir doktora başvurulması gerekiyor.
Memede fark edilen her kitle kanser olmayabilir, çünkü genç kadınlarda yaygın olan meme kistleri genellikle iyi huyludur. Ancak her kitle ciddiyetle değerlendirilmelidir, belirtiler erken evre meme kanserine işaret edebilir.
Basit meme kistleri kansere dönüşmez. Kompleks yapılı kistlerin takibi gerekebilir. Kistlerin yapısı ve görünümü radyolojik olarak incelenerek risk durumuna göre sınıflandırılır.
Hayır, meme kanseri genellikle ağrısız bir kitle olarak kendini gösterir. Ağrı olmaması, kitlenin zararsız olduğu anlamına gelmez. Ele gelen sert, düzensiz kenarlı veya sabit kitleler uzman tarafından değerlendirilmelidir.
Evet, birçok meme kisti hormonal değişimlerden etkilenir ve adet döngüsü süresince boyutunda ya da hassasiyetinde değişiklik olabilir.