Tenisçi dirseği, dirseğin dış kısmındaki tendonların aşırı kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan, ağrı ve sınırlı hareket kabiliyetine neden olan bir durumdur. Tenisçi dirseği genellikle bileğin geriye doğru bükülmesini sağlayan tendonların şişmesi sonucunda meydana gelir ve humerus kemiğindeki çıkıntılarda oluşan iltihaplanma nedeniyle dirseğin dış tarafında ağrıya sebep olabilir. Bu durum, ön kolun aşırı zorlanması ve bükülmesinden kaynaklanmaktadır.
Tenisçi dirseği, ön kol kaslarını dirsek kemiğine bağlayan tendon liflerinde iltihaplanma ve mikro yırtılma sonucu oluşan şişlik ve ağrı ile karakterizedir. Tenisçi dirseği genellikle raketleri sıkıca tutan tenis oyuncularında görülen tekrarlayan ve zorlayıcı bilek-ön kol aktivitelerinden kaynaklanır ve bu nedenle bu ismi almıştır.
Tenisçi dirseği, aşırı antrenman yapmak, kas zayıflığı veya esnememe, yanlış ekipman kullanımı ve yetersiz ısınma gibi nedenlerden dolayı oluşabilir.
Tenisçi dirseğine neden olan başlıca faktörler şunlardır:
Sürekli tekrarlayan el-kol hareketler: Mouse kullanımı, çekiçleme, tornavida çevirme bu hareketler arasında yer alabilir.
Yanlış spor tekniği uygulamak ve uygun olmayan ekipmanlar kullanmak.
Ergonomik olmayan çalışma pozisyonları.
Kas dengesizlikleri ve yetersiz ısınmak.
Yaş faktörü: Tenisçi dirseği genellikle 30 ile 50 yaşları arasında ortaya çıkar ve bu durumun oluşumunda yaş faktörü etkilidir.
Tenisçi dirseği hastalığının belirtileri genellikle yavaş yavaş gelişir. Tenisçi dirseği rahatsızlığı olan kişilerde ağrı ise zamanla artarak şiddetli bir hal alabilir. Tenisçi dirseği belirtileri şu şekildedir:
Dirsek bölgesinde ağrı ve hassasiyet
Güçsüzlük hissi
Dirsekte şişlik ve kızarıklık
Hareket kısıtlılığı
Ağrının başladığı dönemde erken tanı konulması, hastalığın kronikleşmesini önlemek açısından oldukça önemlidir.
Tenisçi dirseği tanısı, detaylı bir fizik muayene ve hastanın öyküsünün değerlendirilmesi ile konur. Hastalığın tipik belirtileri, dirseğin dış kısmında ağrı, kavrama gücünde azalma ve belirli hareketlerle artan hassasiyet, çoğu zaman tanı koymak için yeterli olmayabilir. Benzer şikayetlere neden olabilecek diğer kas, tendon veya sinir rahatsızlıklarını ayırt etmek için bazı testler uygulanabilir.
Dirsek ve ön kol bölgesi değerlendirir.
Dirsek dış tarafına bastırıldığında ağrı ve hassasiyetin varlığı kontrol edilir.
El bileğini yukarı kaldırma (ekstansiyon) testi, ağrının şiddetini ortaya çıkarır.
Direnç testleri ile tendonun ne ölçüde etkilendiği belirlenir.
Bu değerlendirmelerin amacı ağrının gerçekten lateral epikondil bölgesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını saptamaktır.
Fizik muayeneyle tanı çoğu zaman netleştirilir; ancak ağrının kaynağının doğrulanması ve olası komplikasyonların dışlanması için görüntüleme yöntemlerinden de yararlanılabilir:
Ultrasonografi (USG): Tendon kalınlığı, ödem veya yırtık gibi bulguları gösterebilir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Kronik vakalarda tendon yapısının detaylı incelenmesini sağlar.
Röntgen: Kemik yüzeyinde kireçlenme veya farklı patolojilerin varlığını değerlendirmek amacıyla kullanılabilir.
Tenisçi dirseği ile karışabilecek rahatsızlıklar arasında:
Dirsekteki sinir sıkışmaları (radial tünel sendromu),
Eklem içi sorunlar (kireçlenme, artrit),
Boyun kaynaklı sinir ağrıları (servikal radikülopati) bulunur.
Tenisçi dirseği, ciddi yaralanmalar sonucunda ortaya çıkmadığı zaman minimal müdahale ile iyileşebilir. Bu durum için cerrahi olmayan ve minimal invaziv tedavi seçenekleri bulunmaktadır.
Tendonların düzelmesi için dinlenme ve aktivitelerin kısıtlanması gerekebilir. Aynı zamanda, PRP enjeksiyonu gibi tedavi yöntemleri de tercih edilebilir.
Cerrahi seçenekler ise ileri vakalarda kullanılabilir ve hasarlı doku sağlıklı tendon ve kas ile değiştirilebilir.
Tenisçi dirseği sonrasında semptomların tekrarlamaması için korse önerilebilir ve ağrının hafifletilmesi amacıyla ağrı kesiciler kullanılabilir. Bu rahatsızlık kendi kendine tedavi edilmemeli, mutlaka bir doktora danışılarak uygun tedavi planı belirlenmelidir.
Tenisçi dirseği egzersizleri, dirsekteki kas ve tendonların güçlenmesine yardımcı olabilir. Düzenli yapıldığında ise ağrının azalmasına ve dirsek bölgesinin dayanıklılığının artmasını sağlar.
Dirsek çevresindeki kasları güçlendirmeye yönelik bir egzersizdir. Oturur pozisyonda dirseklerinizi 90 derece bükün, ardından kollarınızı yavaşça düz hale getirin. Bu hareketi kontrollü şekilde 10 kez tekrarlayabilirsiniz.
El ve bilek kaslarının güçlenmesini destekler. Lastik bir bandı elinize sararak parmaklarınızı bükün ve gevşetin. Egzersizi kademeli olarak artırabilir, her el için birkaç set uygulayabilirsiniz.
Dirsek ve ön kol tendonlarını güçlendiren bir çalışmadır. Kolunuzu masaya yerleştirin, elinize hafif bir ağırlık alın ve bileğinizi yavaşça içe ve dışa doğru döndürün.
Elinize yumuşak bir top alın ve el kaslarınızı çalıştırmak için topu sıkıp gevşetin. Her sıkmayı 5 saniye sürdürerek ve 10 tekrar uygulayabilirsiniz.
İki elinizle kuru bir havluyu karşılıklı uçlarından tutun. Sanki havlunun suyunu sıkıyormuşsunuz gibi ters yönlere çevirin. Egzersizi 10 tekrar boyunca uygulayabilirsiniz.
Tenisçi dirseği egzersizleri sırasında şiddetli ağrı veya rahatsızlık hissederseniz hareketi bırakıp dinlenmeniz önerilir. Düzenli, ancak aşırıya kaçmadan yapılan bu egzersizler tendon iyileşmesini destekleyebilir ve kas gücünü koruyabilir.
Tenisçi dirseği, dinlenme, soğuk uygulama, egzersiz ve fizik tedaviyle iyileşebilir. İleri vakalarda enjeksiyon veya nadiren cerrahi tedavi gerekebilir.
Tenisçi dirseği bandı, önkol kaslarının üzerine uygulanan destekleyici bir aparattır ve tendon üzerindeki baskıyı azaltarak ağrıyı hafifletmeye yardımcı olabilir. Doğru kullanımı, egzersiz ve fizik tedaviyle desteklendiğinde tedavi sürecine olumlu etki yaratır.
Hafif vakalarda istirahatle ağrı azalabilir ancak tamamen geçmesi için egzersiz ve fizik tedavi desteği gerekebilir. Tedavisiz bırakıldığında ağrı kronik hale gelebilir ve hareket kısıtlılığı gelişebilir.
Evet, özellikle kas dengesizlikleri, yanlış duruş veya ergonomik olmayan çalışma koşulları devam ederse tekrar edebilir. Düzenli egzersiz yapmak ve doğru postürü korumak tekrarlama riskini azaltır.