Osteoporoz Tanı ve Tedavisi
Osteoporoz Tanı ve Tedavisi
Kemik dokulardaki bir takım değişiklikler sonucu kemiklerin daha kırılgan hale gelmesi durumu olan osteoporoz halk arasında kemik erimesi olarak bilinmektedir.  Osteoporoz nedeniyle kemik kütlesi azalmakta ve kemik güçsüzleşmektedir. Kemik kırılması vakalarında osteoporoz ihtimalinin göz ardı edilebilmesi nedeniyle tedavide geç kalınması mümkün olabilmektedir. Bu nedenle kemik erimesi belirtileri gözlenen hastalar mutlaka uzman bir ortopedi hekimi kontrolünden geçmelidir. 


Kemik Erimesi Belirtileri

Kemik erimesinin yaygın gözlenen belirtileri,

  • Bel ve sırtta görülen sık ve şiddetli ağrılar
  • Omurgada eğrilik
  • Tekrarlanan kemik kırıkları
  • Boy kısalması olarak iletilmektedir.

Kemik Erimesi Neden Olur?


Kemik erimesi, genellikle ileri yaşlarda görülmekle birlikte nadiren gençlerde de ortaya çıkabilmektedir. Kemik erimesi nedenleri,

  • Çocukluk çağında yetersiz beslenme kaynaklı olarak kemik kütlesinin gelişmemesi,
  • Hareketsiz yaşam tarzı,
  • Menopoz döneminde östrojen üretiminin azalması
  • Genetik yatkınlık
  • Tiroit bezinin normalden fazla çalışması
  • Diyabet kaynaklı kan şekeri kontrolsüzlüğü
  • Yetersiz beslenme olarak iletilmektedir.

Kemik Erimesi Tedavisi

Kemik erimesi yavaş ilerleyen ve kemik kırılması ile karşılaşılmadıkça hastanın belirtileri fark etmesinin zor olduğu bir hastalıktır. İleri dönemlerde düzenli ortopedik muayeneler ile saptanabilir. Erken dönemde tanı kemik ölçümü (DEXA) ile konulabilmektedir. Kemik erimesi tedavilerinde var olan kemik kütlesini korumak, kemik kırılmasını engellemek ve hastanın ağrılarını gidermek amaçlanmaktadır. Tedavi sırasında kemikleri güçlendirecek çeşitli ilaçların yanı sıra D vitamini ve kalsiyum takviyeleri de reçete edilebilmektedir. Rahatsızlık hakkında mutlaka alanında uzman bir ortopedi hekiminin takibinde olunmalıdır. Hekim tarafından destekleyici tedavi olarak egzersiz de önerilebilmektedir. 

Osteoporoz Önlenebilir Mi?

Osteoporozu önlemenin birincil adımı çocukluk döneminde yeterli beslenmedir. Kalsiyum ve D vitaminini yeterli oranlarda almak ilerleyen yaşlarda kemiklerin sağlıklı olmasına katkı sağlamaktadır. Kemik erimesinden korunmak için ayrıca, düzenli spor yapmak, aşırı miktarda alkol ve kafein tüketiminden kaçınmak, sigara kullanmamak ve dengeli beslenmek önerilmektedir. Kemik erimesinin erken tanı ve tedavisi adına rutin ortopedi kontrolleri de aksatılmamalıdır

Osteoporozun Tanısı Nasıl Konur?

Osteoporoz nedir sorusuna verilen yanıtların başında, bu hastalığın uzun süre belirti vermeden ilerlemesi gelir. Bu da tanı sürecinde dikkatli olunmasını gerektirir. Özellikle 50 yaş üzerindeki kadınlarda ve 65 yaş üzerindeki erkeklerde rutin taramalar önerilmektedir. Kemik yoğunluğunu ölçmek amacıyla en sık kullanılan yöntem kemik mineral dansitometresi (DEXA)’dır. Bu test sayesinde, kemiklerin ne kadar yoğun ve sağlam olduğu anlaşılabilir. Testin sonucu “T skoru” adı verilen bir değerle ifade edilir. -1 ile -2.5 arasında çıkan sonuçlar osteopeni, -2.5’in altındaki değerler ise osteoporoz tanısı konulmasına neden olur.

Tanının ardından osteoporoz tedavi yöntemleri kişiye özel olarak belirlenir. Hastanın yaşı, genel sağlık durumu, yaşam tarzı ve varsa önceki kırık öyküsü bu süreci etkileyen başlıca faktörlerdir.

Kadınlarda Osteoporoz Riski Neden Daha Yüksektir?

Kadınlarda osteoporoz görülme sıklığı, hormonal değişimlerle doğrudan ilişkilidir. Özellikle menopoz döneminde östrojen seviyesinin hızla düşmesi, kemik yıkımını artırır ve yeni kemik yapımını yavaşlatır. Bunun sonucunda kemik yoğunluğu azalır ve kırık riski artar. Kadınların kemik yapısı da erkeklere oranla daha incedir, bu da hastalığın daha erken yaşlarda başlamasına neden olabilir. Ayrıca adet düzensizlikleri, erken menopoz ve doğum kontrol haplarının uzun süreli kullanımı da riski artıran faktörler arasında yer alır.

Kadınların bu riskleri bilerek daha genç yaşlardan itibaren önlem almaları büyük önem taşır. Düzenli egzersiz, kalsiyum ve D vitamini alımı ve düzenli ortopedi kontrolleri, kemik sağlığını koruma açısından kritik öneme sahiptir.

Erkeklerde Osteoporoz Göz Ardı Edilmemeli

Toplumda genellikle kadınlara özgü bir hastalık gibi algılansa da erkeklerde osteoporoz da ciddi bir sağlık sorunudur. Erkeklerde bu hastalık genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar ve çoğu zaman tanı geç konur. Kırık riskini artıran ve tedavi sürecini karmaşık hale getiren bir durum söz konusudur.

Erkeklerde görülen osteoporozun başlıca nedenleri arasında testosteron seviyesindeki düşüş, hareketsiz yaşam tarzı, aşırı alkol ve sigara tüketimi, steroid kullanımı ve kronik hastalıklar yer alır. Erkeklerde tanı genellikle bir kırık sonrası konulur ve bu, yaşam kalitesinde ciddi düşüşlere yol açabilir. Bu nedenle, 70 yaş üzeri erkeklerin kemik yoğunluklarını düzenli olarak kontrol ettirmeleri önerilmektedir.

Osteoporozda Yaşam Tarzının Önemi

Osteoporoz tanısı konulan bireyler için tedavi yalnızca ilaç kullanımıyla sınırlı değildir. Osteoporoz kemik erimesi sürecinin yavaşlatılması ve hatta durdurulması için hastaların aktif bir yaşam tarzını benimsemeleri önemlidir.

Düzenli yürüyüş, ağırlık kaldırmadan yapılan egzersizler, yoga ve pilates gibi kemik dostu fiziksel aktiviteler önerilir. Aynı zamanda, beslenme alışkanlıkları da gözden geçirilmelidir. Beslenme açısından önemli olan kalsiyum ve D vitamini alımı için süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, badem gibi kuruyemişler ile balık ve yumurta gibi besinler tüketilmelidir.

Kemik sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabileceği düşünülen gazlı içeceklerin aşırı tüketilmesinin sebebi, kafein ve fosfat içeriğinin yüksek olmasıdır. Alkol ve sigara da kemik yıkımını hızlandıran başlıca zararlı alışkanlıklardır. Osteoporoz hastaları bu maddelerden uzak durmalı, gerekirse profesyonel destek alarak bağımlılıklarını kontrol altına almalıdır.

Osteoporoz ve Beslenme: Hangi Gıdalar Kemikleri Güçlendirir?

Kemik erimesi olarak da bilinen osteoporoz, doğrudan beslenmeyle ilişkili bir hastalıktır. Sağlıklı kemikler için olmazsa olmaz besinler arasında kalsiyum ve D vitamini ilk sırada yer alır. Yetişkin bir bireyin günlük kalsiyum ihtiyacı ortalama 1000-1200 mg’dır. Bu miktar, süt, yoğurt, peynir gibi süt ürünleriyle rahatlıkla karşılanabilir.

D vitamini ise güneş ışığı ile ciltte sentezlenir. Ancak güneşten yeterli fayda sağlanamayan durumlarda somon, sardalya, yumurta sarısı gibi gıdalar ve gerekli görüldüğünde takviyelerle D vitamini alınmalıdır. Ayrıca magnezyum, fosfor, K vitamini ve çinko da kemik metabolizmasında önemli rol oynayan diğer minerallerdendir. Bu nedenle kemik dostu bir beslenme planında yeşil yapraklı sebzeler, badem, ceviz, kuru baklagiller ve tam tahıllara da mutlaka yer verilmelidir.

Osteoporoz ve Düşme Riski: Evde Alınabilecek Önlemler

Osteoporoz belirtileri ortaya çıktığında ya da tanı konduğunda, en büyük risk kemik kırıklarıdır. Bu kırıklar çoğunlukla düşmeler sonucu oluşur. Bu nedenle özellikle ileri yaştaki bireyler için ev ortamı daha güvenli hale getirilmelidir.
  • Halılar sabitlenmeli ve kaymaz tabanlı olmalıdır.
  • Banyo ve tuvaletlerde kaymaz paspaslar kullanılmalı, gerekirse tutunma barları monte edilmelidir.
  • Yatak ve koltukların yüksekliği çok alçak olmamalı, oturup kalkarken zorlanmamalıdır.
  • Işıklandırma iyi olmalı; gece lambaları kullanılmalıdır.
  • Merdivenler için korkuluklar sağlamlaştırılmalı ve ışıklandırması artırılmalıdır.
Bu önlemler sayesinde düşme riski azaltılarak osteoporoz tedavi yöntemleri daha etkili hale getirilebilir. Unutulmamalıdır ki, osteoporozun en tehlikeli sonucu kırıklardır ve bu risk çoğu zaman alınacak basit önlemlerle azaltılabilir.

Osteoporozda İlaç Tedavisi

Osteoporoz tedavi yöntemleri arasında en yaygın kullanılan ilaçlar bifosfonatlar, selektif östrojen reseptör modülatörleri (SERM’ler), paratiroid hormonu analogları ve denosumab gibi monoklonal antikorlardır. Bu ilaçlar, kemik yıkımını durdurmaya ve yeni kemik yapımını desteklemeye yöneliktir.

Hekimler hastanın yaşına, kemik yoğunluğu değerlerine ve kırık riskine göre ilaç seçimini yapar. Bu ilaçlara ek olarak, D vitamini ve kalsiyum takviyeleri de sıklıkla reçete edilir. Tedavi süresince düzenli kontrollerle kemik yoğunluğunun ne ölçüde değiştiği izlenir.

Osteoporozun Sosyal ve Psikolojik Etkileri

Kemik kırıkları, sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojik travmalara da neden olabilir. Özellikle kalça kırıkları sonrası yaşlı bireylerde bağımsızlık kaybı, depresyon gibi durumlar gelişebilir. Erken tanı ve uygun tedavi ile bu olumsuz etkilerin önüne geçilebilir. Toplumun bilinçlendirilmesi, yaşlı bireylerin sosyal yaşama katılımının teşvik edilmesi ve psikolojik destek verilmesi önemlidir.

Sık Sorulan Sorular 

  • Osteoporoz tedavi edilmezse ne olur?
Tedavi edilmeyen osteoporoz, kemiklerin giderek zayıflamasına neden olur. Bu da düşme ya da çarpma gibi küçük travmalarda bile kırıklara yol açabilir. Özellikle kalça, omurga ve bilek kırıkları hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir.
  • Osteoporoz tamamen iyileşir mi?
Osteoporoz tamamen iyileşen bir hastalık değildir. Ancak erken tanı ve uygun tedaviyle hastalığın ilerlemesi durdurulabilir ve kemik kırıkları önlenebilir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve düzenli tedavi bu sürecin başarısını artırır.
  • Osteoporoz riski hangi yaşta başlar?
Genellikle 50 yaş üzeri bireylerde risk artar. Düşük kalsiyum alımı, hareketsiz yaşam tarzı ve genetik etmenler, daha genç yaşlarda da soruna yol açabilir çünkü.
  • Osteoporoz sadece kadınları mı etkiler?
Hayır. Osteoporoz kemik erimesi hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilir. Kadınlarda daha sık rastlansa da, erkeklerde de ilerleyen yaşla birlikte osteoporoz riski artmaktadır.
Oluşturma Tarihi : 15.03.2022
Güncelleme Tarihi : 14.05.2025
Editör : Yeliz Yiğit
Bu internet sitesi veri politikalarına uygun çerezler kullanır. Bu internet sitesine bakmaya devam etmeniz, çerez kullanımımızı kabul ettiğiniz anlamına gelir. Detaylar için tıklayınız.
x
İletişim Formu Covid-19 Önlemleri